Velemma sekete 'an Musa el-ğadab [69]

... Bu bir meseldir. Sanki öfke, kavminin yaptıkları yü­zünden onu kışkırtıyor ve ona şöyle diyordu: Kavmine şöy­le (A'raf : 7/150 de geçen şeyleri) de, levhaları at, biraderinin kafasından tutup saçını başını yol, kendine doğru çek. ... Anlam (şu şekildedir): (Musa'nın) gazabı yatışınca ... [70] ... Yani "Musa'nın öfkesi dinince, Musa susunca/ses çı­karmayınca" anlamına (geldiği de) söylenir. [71] ... Sükunun bir türü sükut (olduğu için), "velemma sekete" sözünde sükuna istiare yapılmıştır. [72] ... Musa'nın gazabı geçince (zehebe) sükuna erdi ve du­ruldu. [73] "Velemma sekete 'an Musa el-ğadab." Burada öfke, kükreyen, köpüren, intikam emreden sesiyle haykıran bir adama benzetildi ki bu ses daha so a sakinleşir ve kesilir. Bu söz­de istiare-i mekniyye vardır. Bu ne güzel bir tasvirdir ki gü­zelliğini temiz bir fıtrat ve zevk-i selim sahibi olan herkes anlar. [74] Açıkça anlaşılmaktadır ki burada kabaran bir öfkenin dinmesi, yatışması ve geçmesi bahis konusudur. Lakin Türkçe çevirilerin bir kısmında öfkenin dinmesinin olduk­ça ilginç tarzlarda izah edilmeye çalışıldığını görmekteyiz: Elmalı; Vaktaki Musa'dan gazap sustu... Çantay: Vaktaki Musa'dan o öfke uzaklaşıp sükun hasıl oldu ... D.İ.B.: Musa, öfkesi yatışınca... Bilmen: Vaktaki Musa'dan o öfke sükunet buldu. Yavuz: Musa'dan öfke sönünce ... Davudoğlu: Musa'nın öfkesi yatışınca ... Ateş: Öfkesi dinince Musa... Bulaç: Musa'nın kabaran öfkesi (gazabı) yatışınca... Y. Öztürk: Öfke, Musa'yı rahat bırakınca ... T.D.V.: Musa'nın öfkesi dinince... Atay: Musa'nın öfkesi dinince... A. Öztürk: Musa'nın öfkesi dinince ... Koçyigit: Musa, kızgınlığı zail olunca... Hizmetli: Musa, öfkesi geçince... Varol: Musa'nın öfkesi geçince... Piriş: Musa'nın kızgınlığı yatışınca... Nakledilen çevirilerin bazılarında yer alan ifadelerin üzerinde durmak gerekiyor. Mesela Elmalı'nın çevirisi "Vaktaki Musa'dan gazab sustu" şeklindedir. Elmalı "sekete "nin "sekene" anlamında ele alınması gerekliliğini ihmal et­miş olacak ki kelimeye "sustu" anlamını vermiştir. Bu du­rumda da hem Türk dili açısından hem de cümlenin kur­gusu açısından olumsuzluklar ortaya çıkmıştır. Çantay'ın "Musa'dan o öfke uzaklaşıp sükun hasıl ol­du"; Bilmen'in "Musa'dan o öfke sükunet buldu"; Yavuz'un "Musa'dan öfke sönünce" şeklindeki tercümeleri de gerek­li anlamı hasıl etmekle beraber kanaatimizce cümle olarak çok da düzgün (iyi kurulmuş) değildir. Bu düzgün olmamaklığın sebebi "an" harfinin anlamının tercümeye doğrudan yansıtılmış olmasıdır. Oysaki "Musa'dan öfke di­nince" denecek yerde "Musa'nın öfkesi dinince" demek da­ha anlamlı ve makul olurdu. Y. Öztürk'ün "Öfke Musa'yı rahat bırakınca" şeklindeki tercümesi de yine onca deyim­sel seçenek arasında gölgede kalmaktadır. Bunların dışında kalan tercümeler ise bizce daha anlamlı ve doğrudur. Konuyla ilgili önerebileceğimiz çeviri şekilleri şunlardır: - Musa'nın öfkesi dinince ... - Musa'nın öfkesi yatışınca ... - Musa'nın kızgınlığı geçince ... - Musa'nın kızgınlığı yatışınca ... vb. Örnek: Musa'nın öfkesi dinince/yatışınca levhaları aldı ve onlar­daki yazıda Rabblerinden korkanlar için hidayet ve rahmet vardı.


16.02.2009 tarihinden beri 5162 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 08:54